0 Yorum 0 Yorum  | 09 Eylül, 2005

istanbul metrosundaki reklam kirliliğini yazmak isterken ali bey'in bu yazısını okuduktan sonra fikrim birden türkiye sınırları içindeki en komik ulaşım hikayesini bir kez daha araştırmak konusunda değişti.

cem ile hem fikir olduğumuz hikaye ise dana ferhat.
Trafik ve otomobil kullanımı konusundaki başarımız ortada. Ancak ne yazık ki otomobil üretimi konusunda bir türlü söz sahibi olamıyoruz. Biz de bunun yerine hayatımızdaki otomobilleri kendimize uyduruyoruz. Yıllar önce Ferhat isimli dana (İnsan danasına Ferhat ismini neden verir?) bir Murat 124'ün arka koltuğunda veterinere götürülmüştü. Bu yaratıcı yaklaşım dünya basınında çok ciddi ses getirmişti. Hatta otomobil firmaları, merkezleri ile bağlantıya geçip, arka koltuğuna inek sığabilen otomobillerin ülkemiz pazarı için özel olarak üretilmesini istemişlerdi.
Yaratıcılıkta asla sınır tanımıyoruz haberinin devamını göster/gizle
BİZ BU İŞİ BİLİYORUZ

Ancak ne yazık ki gümüze kadar otomobil dünyasının önde gelen firmalarından bu yönde olumlu bir haber çıkmamıştı. Bu acı durum karşısında ne yapacağını bilemeyen Türk tüketicisi yolu yine kendi çözümünü üretmekte buldu. Yine ilginç şekilde yüklenmiş bir Murat 124 fotoğrafı bu kez bir tomruk kaçakçılığında çekildi. Kamyoneti olmayan ama tomruk işinde çok para olduğunu bilen bir vatandaşımız, sahip olduğu ve hatta gözü gibi baktığı otomobiline tomruk parçalarını tıka basa doldurmuş halde ormanı terk ederken görevlilere yakalandı. "Satıcı değil, yakıcıyım" dese de adaletin şefkatinden nasibini almak zorunda kalan bu girişimci insanımız geride zekice yaratılmış bir fotoğraf bıraktı. Bu fotoğrafı FIAT yetkililerine gönderip, yeni modeller ile falan uğraşmamaları, mümkünse 124 modelini kamyonet, vidanjör, 4 çeker arazi aracı ve ambulans şeklinde yeniden tasarlayarak ülkemizde üretmelerini isteyen bir mektubu ellerimle yolladım. Allah devlete millete zeval vermesin...

(kaynak: sabah)
"allah sevdiği danayı erken alırmış yanına." - bülent ersoy

0 Yorum:

Yorum Yaz